EY İNSANLAR -1- Müslümanlar kardeşlerdir , ırklar diller ayetlerdir

 EY İNSANLAR -1- Müslümanlar kardeşlerdir , ırklar diller ayetlerdir

 

Sığınıyorum Allâh’a taşlanmış şeytandan

 

Adıyla Allâh’ın, merhametiyle kuşatanın, gereğince merhamet edenin                                    

 

(49 hucurât 13)  “Ey o hangi insanlar elbette biz yarattık sizi bir erkek ve dişiden ve ettik sizi halklar ve kabîleler tanışın diye elbette en verimliniz (değerliniz) indinde Allâh’ın , en çok sakınanınızdır , elbette Allâh çok iyi bilen , çok iyi haber alan”. 

 

Müslümanlar kardeşlerdir , ırklar diller ayetlerdir.  Yüce Allah insanları yaratandır. İnsanları ırklar halinde yaratıyor. Kim bir ırka  düşmanlık ederse , Allâh’ın o ırkı o halde o ırk olarak  yaratışı sebebiyle ,  o ırka değil düşmanlığı o ırkı o ırk olarak yaratan Allâh’a düşmanlıktır. Böyleleri , Allahın düşmanları olan kafirlerdir.

     Kim bir aldanışla bu tür bir hataya düşmüş ,  her hangi bir ırka düşmanlık yapmış ise  tevbe etsin. Yüce Allah tevbe edenleri sever, tevbeleri kabul eder. 

     Yüce Allâh Kur’ân’da 49 numaralı sûre olan Hucurât suresinin 10 numaralı âyetinde şöyle bildirdi :

 

(49 hucurât 10)  “Başka değil güvenenler (mü’minler) kardeşlerdir böyle iken düzeltin arasını iki kardeşinizin ve sakının Allahdan olurki siz merhamet edilirsiniz”. 

 

    Irkları , renkleri , doğuştan var olan başka özellikleri ne olursa olsun , mü’minler kardeşlerdir kararını veren yüce Yaratıcının , insanlara olan ne güzel bir rahmetidir bu onları kardeş edişi. 

   Irklar ve renklerin farklılığına rağmen  , kardeşler arasında olması gereken sevgi , adalet , merhamet , sahip olma , koruma ve sâire tüm güzellikleri yaşatmamızın gerektiğini böylece anlarız. Irkları gâye edinmenin , başka ırklara düşmanlık etmenin bu kardeşliği bozacağını îmanı bozacağını böylece biliriz. Öyleyse yüce Allâh’ın bize olan şefkati , merhameti ne çok ve ne güzeldir. 

   Öyleyse yüce Allâh’a güvenerek (îmân ederek) ne güzel bir yola girmişiz. O hiç şüphesiz Merhametlilerin En Merhametlisidir (Erhamur Râhimîn’dir).

   Bu güzelliğin düşmanı olan , yüce Allâh’ın ve insanlığın düşmanı olan şeytan ise , bu güzelliği bozmak için , aramızda ırkçılığı yaymak için çeşitli sebeplerle kışkırtıcılık yapıyor. Müslüman ırklar , toplumlar arasında , ırkçılığı yaymaya çalışarak , müslümanları bölmeye , zayıflatmaya çalışıyor.  Irkları yaratanın ırkları yaratışında ,  kendi bulunduğu ırka üstünlük verdiğini , diğerlerini daha aşağı yarattığını düşünmek , akıl ve bilimle açıklanamaz bir şeytan aldatmasıdır. Her ırkta bu tarz düşünen , başka ırkı aşağı kabul eden , bu sebeple , haksız olarak başkalarına zulmedenler şeytana uymuş kişilerdir.

   Yüce Allâh’ın merhametini , rahmetini yok etmeye çalışan bu aldanmışlardan olma. Aldananlar tevbe etsin. Yüce Allâh Kur’ân’da Hucurât sûresinin 13 numaralı âyetinde şöyle bildirdi :

 

(49 hucurât 13)  “Ey o hangi insanlar elbette biz yarattık sizi bir erkek ve dişiden ve ettik sizi halklar ve kabîleler tanışın diye , elbette en verimliniz (değerliniz) indinde Allâh’ın , en çok sakınanınızdır , elbette Allâh çok iyi bilen , çok iyi haber alan”. 

 

   Yüce Allâh’ın  değişik halklar ırklar olarak yaratılışımızın sebebini tanışmamız için olduğunu bildirmesinden , ırksal amaçlar için çalışanların , yüce Allâh’ın  bildirdiğine aykırı , yanlış bir çaba içinde olduğu böylece anlaşılır.  Irksal üstünlük iddialarının yüce Allâhın indinde  değersiz , kötü bir iddia olduğu anlaşıldı. Üstünlük arayan , değer bulmak isteyen yüce Allâh’ın bildirdiği gibi ona karşı gelmekten sakınmalı ,  emrine itaat etmeli , böylece  gerçek bir değer bulacaktır. Böylece  “…elbette en verimliniz (değerliniz) indinde Allâh’ın , en çok sakınanınızdır…” sözü ile ebedî değer sâhibi olacaktır. 

 

    Irksal düşmanlıklarını , çeşitli kılıflarla , uydurma sebeplerle aklamaya çalışarak , insanların bir kısmı üzerinde , yüce Allâh’ın onlara verdiği doğal ırksal , haklarını gasba  çalışan bir takım şeytana aldanmış gâfilin , insanlardan bir kısmının  yüce Allâh’ın ayet olarak târif ettiği , kendi dillerinin özgür kullanımını kötülük olarak îlân edişleri ve özgürce dillerini kullanmalarını engelleyişleri  sıkça tanık olunan , büyük zulümlerdendir. 

    Bunlar yüce Allâh’ın doğuştan onlara verdiği , doğal haklarını zulümle gasba kalkışan şeytana aldananlardır. Tevbe etsinler. Yüce Allâh tevbeleri kabul eder , tevbe edenleri sever. 

   Bu konuda kur’ân’da 30 numaralı sûre olan Rûm sûresinin 22 numaralı âyetinde yüce Allâh şöyle bildirdi :

 

(30 rûm 22) "Ve onun belirtilerinden (âyetlerinden) yaratılış (tarz)ı gökler ve yer yüzünün ve değişik olması dilleriniz ve renklerinizin elbette şunda elbet belirtiler (âyetler) (var) bilenler için".

 

Yani yüce Allâh’ın doğruluğunda şüphe olmayan bildirişinde , ırkların değişik olması , dillerin değişik olması yüce Allâh’ın (varlığının , birliğinin, bildirdiklerinin doğruluğunun belirtilerinden) âyetlerindendir. Öyleyse Allâhın âyetlerine düşman olanların kafir olduğunu bildiren ayetlere göre anla, aldanmış olan tevbe etsin, yüce Allâh’a dönsün.  

 

Çok meşhur , yaygın bir ırkçı yanlış anlama , kur’ân âyetlerini yanlış anlamaktan kaynaklanan , özellikle yanlış anlaşılmasına gayret edenlerin desteğiyle kuvvetlenen bir yanlış ırkçılık örneği Yahûdiler hakkındadır. Yüce Allâh’ın gönderdiği pek çok Yahûdî ırkından olan peygamber olduğu halde Yahûdiler la’netlenmiş ırk olarak anılırlar. Bu hatâdır. Zîrâ o gönderilen peygamberler ve onlara inanan ve uyan pek çok kişi vardır ve onlar Kur’ân’da müslüman olarak anılır ve övülürler. La’netlenenler ise , peygamberlerin mûcizelerle geldiğini gördükleri halde onlara inanmayan , uymayan , inkâr edenlerdir. O kâfir Yahûdiler gördükleri mûcizelere rağmen inkâr etmeleri ve o mûcizelere rağmen , o peygamberlerin bir kısmın öldürdükleri için la’netlenmiştirler. Örnek peygamber , selam ona Zekeriyya’yı onu öldürmeye kasdettikleri için kaçıp içine girdiği bir ağacı keserek şehîd etmişler. Ağacın içine girerek mûcize bir iş yaptığını göre göre onu şehîd ettiler. Selâm ona yüce Allâh’ın elçisi Îsâ’yı asarak öldürmeye kasdettiler , Allâh onu onlardan kurtarıp kendine yükseltmiş kurtarmıştır. İşte bu gibi açıkça belli olan , mûcizelerle delilli olan peygamberleri yalanlamaları ve öldürmeleri sebebiyle , kâfir Yahûdiler la’netlendi. Yahûdî ırkından  olan , yüce Allâh’ın elçileri ve onlara uyan , Müslüman oldukları Kur’ân’da bildirilen Yahûdiler ise dinde kardeşimiz olan Müslümanlardır. Salat ve selâm ona yüce Allâh’ın elçisi Muhammed de tüm insanları İslâma çağırdığı gibi Yahûdî ırkından olanları da İslâma çağırdı. Eğer onlar la’netlenmiş , yâni Cehennemi hak etmiş bir ırk olsalardı onları İslama inanmaya , Cenneti kazanmaya çağırmazdı.

 

  Şeytana aldanmaktan kurtuluş , ebedî Cehennemden kurtuluş , ebedî Cenneti kazanış ancak yüce Allâh’a itaat ile olabilir.  Ayette eğer Mü’minler iseniz Allâh’ın emrine (fiilen) uyun deniyor (8 enfâl 1 de). Başka bir ayette , Mü’minlerin  , aralarında karar vermesi için Allâh’a ve Elçisine çağırıldıklarındaki sözleri işittik emrine uyduk demeleridir (24 nûr 51 de)  denilerek, yüce Allâh’ın emrine uymanın ; itaatin , her hangi bir konuda karar verirken Kur’ân ve Sünnete baş vurmanın îmân’ın gereği olduğu bildiriliyor.  

   Yüce Allâh’ın bildirdiklerinden başka yol tutanların , insanlık târihi boyunca hem kendileri için hem başkaları için , gerçekleşen çeşitli felâketlerin , ölümlerin, acıların , günahların , kafirliklerin günahınında ortak olacaklarını , çekilen acıların , sorumlusu olacaklarının farkına varması ve tevbe etmesini umarım.

 

Öyleyse Müslüman olan , akıllı olan, Cenneti isteyen , yüce Allâh’ın razı olacağı , Cennetini ve kendi güzelliğini tattıracağı bir kul olmak isteyen yüce Allâh’ın âyetleri karşısında büyüklenmesin , tevbe etsin, inansın ,  uysun , kurtulsun. Ves selâm.

(17 isrâ 53)  “Ve de kullarıma desinler (onu) ki o en güzel , elbette şeytân kışkırtır aralarını , elbette şeytân oldu insana düşmanın ayıranı”. 

(35 fâtır 6)  “elbette şeytân size düşman , böyle iken edinin onu düşman , başka değil çağırır taraftarlarını olsunlar diye arkadaşlarından hovlanan ateşin (seîr’in)”. 

 

Salat ve selam ona yüce Allâh’ın elçisi Muhammed dedi;

 

“Peygamberlerin dini birdir”.

 (sahihi müslim cilt 10 sayfa 162 hadis 145)

 

“Cennete  Müslüman  kimseden  başkası  girmez “.

 

Kaynak :

(buhari;cihad 182, rikak 45),

(muslim; iman 178- 377- 378) ,

(ibni mace; sıyam 35, zühd 34),

(tirmizi; cennet 13) ,

(darimi; siyer 62),

(ahmed ibni hanbel; (1-3), (3-415),

(4-89, 90), (5-438) ).

 

(33 ahzâb 4). "…ve allâh der gerçeği ve o iletir yola".

(17 isrâ 36).  “Ve  ardına  takılma  neyin  (ki)  (var)  değil  senin  için  onunla  (ilgili)  bilgi,  elbette   işitme  ve  görme  ve  gönül,  hepsi  işte  (onlar)ın   oldu   ondan  mes’ûl”. 

 

(2 bakara, 286). “ Görev  yüklemez  Allâh  kimseye    istisnası  kapasitesi  (kadarı)…”.  

 

22 hac, 77). “Ey  (onlar)  ki  güvendiler  (îmân ettiler)  rüku  edin  ve  secde  edin  ve  kulluk  edin  düzenleyeninize  (rabbinize)  ve  edin  seçkin  (iş) (hayır)  olurki siz  kurtulursunuz”. 

 

(22 hac , 78).  “Uğraşın  Allâh’da  gerçek  uğraşıyla (onun) , o seçti  sizi  ve    yapmadı  size  dinde   güçlükten ,  milleti  babanız  İbrâhîmin , o  şanlandırdı  (adlandırdı)  sizi  sağ edenler (teslim  olanlar ; Müslümanlar)  olarak  önceden  ve  bunda  olur  diye  Elçi  tanık  size  ve  olursunuz  tanıklar  insanlara,  öyleyse  ayakta  tutun  (kılın)  namazı  ve  getirin  zekatı ,  sım sıkı  tutunun  Allâh’a   o  dostunuz  (mevlânız),  öyleyse   ne  güzel  dost (mevlâ)  ve  ne  güzel  yardımcı”.  

 

(20 taha, 47). “…ve sağ  olsun  kim  uydu  (gerçeğe)  iletene”. 

 

(1 fatiha, 1).  “Övgü  Allaha  düzenleyeni  evrenlerin”.  

 

Yazının telif hakkı yazar adı ve web sayfasının yayınlanmasından ibarettir.

  Alıntı : yazar, A. k. A.

            Sayfa,    http://www.enbuyukbir.net

 

 

 

(61 saf 4) “Elbette Allah sever (onları) ki vuruşurlar yolunda saf olarak , sanki elbette onlar binâların perçinlenmişi”.

 

 

 

Müslümanlara zulmeden kafirlere (Yahudilere) gereken , Ölüm

 

(4 nisâ 71) “Ey (onlar) ki güvendiler (îmân ettiler) , alın tedbirinizi böyle iken koşturun (dehşetten) yere yapıştıran (ard arda askerî birlikler) olarak veyâ koşturun toptan”.

(4 nisâ 72)
“Ve elbette sizden , elbet kimi elbet geciktirecek , böyle iken isâbet ederse size bir musîbet , dedi , muhakkak ni’metlendirdi Allah üzerime , olmadığımda berâberlerinde tanık olarak”.

(4 nisâ 73)
“Ve elbet isâbet ettiyse size bir fazl Allahdan , elbet der , sanki olmamış gibi sizin aranızda ve onun arasında bir sevgi , ne olurdu olsaydım berâberlerinde , böyle iken kurtuluşa ererdim , kurtuluşa ermenin azametlisine”.


(4 nisâ 74)
“Böyle iken vuruşsun yolunda Allahın , (onlar) ki satarlar hayâtını dünyânın sonraya (âhirete) (karşılık) ve kim vuruşur yolunda Allâh’ın , böyle iken vurulur veyâ üstün olur , böyle iken sonra getiririz ona ücretin azametlisini”.

(4 nisâ 75)
“Ve ne (oluyor) size , vuruşmuyorsunuz yolunda Allâh’ın ve zayıflatılanların , adamlar ve kadınlar ve çocuklardan , (onlar) ki derler , düzenleyenimiz (rabbimiz) çıkar bizi bu il’den zâlimdir alışkınları (ehli) onun ve et bizim için yanından (ledünnünden) bir dost ve et bizim için yanından (ledünnünden) bir yardımcı”.

(4 nisâ 76)
“(Onlar) ki güvendiler (îmân ettiler) , vuruşurlar yolunda Allâh’ın ve (onlar) ki inkâr ettiler (kâfir oldular) , vuruşurlar yolunda kudurganın (tâğûtun) , böylece vuruşun dostlarıyla şeytânın, elbette kandırması şeytânın oldu zayıf”.

 

 

 

(9 tevbe 14) “Vuruşun onlarla azab etsin onlara Allah ellerinizle ve rezil etsin onları ve yardım etsin size üzerine onların ve iyileştirsin (şifâ versin) göğüslerine toplumunun güvenenlerin (mü’minlerin)”.  

 
Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol